Bir diğer uyarı ise cinsiyet farklılıklarıyla ilgilidir. Kendisini lezbiyen olarak tanımlayan ve isminin gizli kalmasını isteyen New York’lu Jane*, partnerinin kadın olması nedeniyle sosyal planlarda erkek partnerlere göre genellikle daha hoş karşılandığını fark ediyor. “Queer arkadaşlarımla birlikte sınırlar genellikle bulanık ve cinsiyet ayrımı daha az, dolayısıyla partnerlere katılmak çok da önemli bir şey gibi gelmiyor. Daha heteroseksüel arkadaş çevremde, partner olmadan takılmak konusunda hepimizin biraz daha bilinçli olduğunu görüyorum, ancak eşim de kadın olduğu için neredeyse her zaman davet ediliyor. Bunu umursamıyorum ama bazen bu sınırı belirlemem ve sadece arkadaşlarımla vakit geçirmem gerekiyor.” Arkadaşlarının ortaklarıyla etkileşime gelince, ortamın kişiye göre tamamen değişebileceğini hissediyor. “Söz konusu partner konuşmalara hakim olmayı seviyorsa veya farklı siyasi görüşlere sahipse, kişiliğimi yumuşatabilirim veya sözlerime daha dikkatli bakabilirim ki bu da stresli olabilir” diyor. Artık onları belirli bir arkadaşıyla “biraz daha az sıklıkta” görüyor, bunun nedeni kısmen sadece arkadaşlarla bir buluşma açıkça konuşulmadığı sürece sıklıkla yanında getirilen partnerin hayranı olmaması.