Filmin çoğunda Rita, Bob’un sadık karısı ve çocukluk aşkı rolünü oynuyor; tehlike ne olursa olsun, yapmayı planladığı her şeyde onun yanında duruyor. Kararlarını destekliyor, çocuklara bakıyor, turnelerde ona eşlik ediyor ve arka planda şarkıcılık yapıyor vb. Ancak ikinci perdenin sonunda, Rita’nın yalnızca yardımcı bir karakter ya da Bob’un (Kingsley Ben-Adir tarafından canlandırılan) bir uzantısı olmadığını, aynı zamanda göz ardı edilemeyecek kadar karmaşık ve hassas bir kadın olduğunu anlıyoruz. Bir noktada Rita, evliliğinde yüzeye çıkan sorunlar hakkında Bob’la tartışıyor ve bu, onun da karşılanmayı hak eden ihtiyaçları olan bir insan olarak kendini öne sürdüğü çok güçlü bir sahne. Bu kırılganlık anında görülmeyi, duyulmayı ve dikkate alınmayı talep ediyor. Güçlü siyah kadın motifi, özellikle birinci kuşak Afrikalı ve Karayipli kadınların çok iyi bildiği bir şeydir ve filmin, Rita’nın nasıl karmaşık duygulara, ihtiyaçlara ve arzulara sahip olduğunu göstererek bu motifi yeniden yapılandırmak için çaba harcaması hoşuma gitti. Bunda şüphesiz gerçek Rita Marley’nin filmin yapımcısı olarak görev yapması gerçeğinin etkisi var, bu da kendi hikayelerimizin küratörlüğüne siyah kadınları dahil etmenin önemini gösteriyor. Film, Rita’nın performansı aracılığıyla aşk, fedakarlık ve bireysel eylem temalarını araştırıyor ve Jamaika kültüründe kadınların rolüne dair canlandırıcı bir bakış açısı sunuyor.