Bugün Rita, kızının yanında destekli yaşam kompleksindeki bir dairede yaşıyor. Rahmetli kocasının bazılarının kendisinin de yer aldığı ünlü fotoğraflarını banyosuna asıyor. Mary şöyle diyor: “Bazen ona şunu soruyorum: ‘Arkadaşların bu kadının kim olduğunu ve neden bu fotoğrafların sende olduğunu soruyor mu?’ Çoğunun internette fotoğrafı olduğunu sanmıyorum New York Times. Tabiri caizse bu onların küçük sırrı. O orada olduğunda Moda, masada yanında oturanlara bunu söyleyemeyecektir. ‘Kimseye söyleme, yaygara koparma!’ dedi.”
Rita’nın çekingen doğası kocasıyla paylaştığı bir şeydi. Kendisiyle çalışan ve onu en iyi tanıyanlara göre Slim, zaman zaman sanatsal müdahalelerde usta biri olsa da, bir belgeselci ve tarihçi olarak onun yerini biliyordu. “Slim, kamerasıyla antropologdu” fotoğrafçı Douglas Friedman diyor. “Bütün bir dönemi belgeledi.” Katharine Hepburn ve James Stewart gibilerin gerçek bir arkadaşı olmasına rağmen yaşam tarzı çok daha mütevazıydı. 1953’te fotoğrafçı, Katonah, New York’ta 1782’den kalma büyüleyici bir çiftlik evi satın aldı. Burası onun Xanadu’suydu; dünyanın en görkemli köşelerini geçtikten sonra geri döneceği ve Rita ve Mary ile sakin bir hayatın tadını çıkaracağı yer. A Gösteriş Fuarı 2003 tarihli makale Eve girmeyi ve “Amerikan bayrağıyla ve Noel zamanında Charlie Brown’ın karton posteriyle karşılanmayı” anlatıyor. Yazar ayrıca Slim’de “keskin yastıkların zayıflığından” da bahsetti.
Slim üç farklı dünyaya sahip bir adamdı: prensler ve polo oyuncularıyla çektiği şık fotoğraflarında andığı dünya, Katonah’taki ailesi için yarattığı dünya ve içine doğduğu dünya – ki bunlardan yalnızca birkaçı bir şeyler biliyor. 2016 belgeselinde Slim Aarons: Lüks YaşamMary ve Rita, hayatları boyunca kendilerinden saklanan şaşırtıcı bir gerçeği ortaya çıkarır. Slim’in ölümünden sonra bir akraba, Slim’in Aşağı Doğu Yakası’nda Yahudi, Yidiş konuşan fakir bir göçmen ailede doğduğu gerçeğini gün ışığına çıkardı. Annesi akıl hastalığından muzdaripti ve hastaneye kaldırıldı ve küçük erkek kardeşi trajik bir şekilde kendi canına kıydı. Slim’in kendi çocukluğuna dair anlattıklarından sildiği acı bir gerçekti bu; New Hampshire’da yetim olarak büyüdüğünü iddia etti. Slim’i sevenler için bu açıklama hiç de hoş olmadı. Slim gençliğine dair kısmen kurgusal bir tablo çizdiği için değil, bunun ona aşıladığı yalnızlık yüzünden. Slim her zaman dışarıdan içeriye baktığını hissetmişti ama kamerasıyla üretkendi, yenilgiye uğramamıştı ve bakış açısını tüm dünyanın hayran kalacağı bir bakış açısına dönüştürüyordu.